14 Mart 2013 Perşembe

Bir Üst Modelinizi Çıkartın

     Hevesimizin çabuk geçtiği anları hepimiz çok iyi biliyoruz. Aslında yaşamımız boyunca sürekli bir şeylerden sıkılıp bıraktık. Güzel bir yemek yedik, karnımız doyunca hevesimiz kaçtı. Az önce iştahla oturduğumuz o sofraya şimdi belki de biraz iğrenerek bakıyoruz. Ya da son model bir telefon aldık. Yenisi çıkınca gönlümüz elimizdeki modelden geçicek. Sürekli eskisinden sıkılıp canımız yenisini çekecek.
     Tüm bu sıkılmalar, yenilemeler olurken hiç kendinizden sıkıldığınız oluyor mu peki ? Eğer cevabınız "hayır" ise bu sizin korkunç derecede egoist olduğunuzu gösterir. Bunca eskiyen şeyden sıkılırken nasıl kendinizi yenilemezsiniz? Bir üst modeliniz şimdiki halinizden daha iyi olacaktır eminim. Hayatta her duruma dair daha iyi bir performans gösterecek olan tek şey içinizden çıkacak olan bir üst modelinizdir.
     Sorunları değil çözümleri düşünen, kişi ya da olayları değil fikirleri konuşup tartışan beyinlerinizi göstermenin zamanı. Şöyle bir benzetme yapılabilir aslında; işletim sisteminiz dün Symbian'dı, bugün Android, yarın ise İOS olmalı. Eskilerden kurtulup bugün kendinize yeni bir sayfa açın. Sürekli ertelediğiniz, üşendiğiniz ya da yapmaya korktuğunuz herşeyle bugün yüzleşin. Emin olun hiç biri gözünüzde büyüttüğünüze değmeyecek. İçinizden çıkacak olan bir üst modeliniz hepsinin üstesinden rahatlıkla gelebilir.

14 Şubat 2013 Perşembe

Pes Edeceğiniz Yer Başarıya En Yakın Olduğunuz Yerdir

     Tamda bırakacağınız o dönemeç... Farkında olmadan elinizin tersiyle ittiğiniz imkanlar.. Başından beri hayalini kurduğunuz ama ulaşamayacağınızı düşündüğünüz hedefleriniz..   Kendi ellerinizle onları başkalarına teslim edemezsiniz. Sizin hayalleriniz var ve onları korumak zorundasınız. Yoksa bir hayvandan ne farkınız kalır ki?  Sabah otlanmaya çıkar gezer dolaşır karnınızı ot yığınıyla doldurur sonra monoton hayatınıza devam edersiniz. İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli nokta budur işte. Düşünebileniz, hayal kurabileniz. Allah bizi bu evrene insan olarak gönderirken bizi diğer tüm canlıların en üstün özellikte olanı kıldı. Bunun biraz farkına varmak gerekli bana kalırsa.
   Dikkatlice bakmaya bile gerek yok aslında, üstteki resme şöyle bir göz atsanız ne demek istediğimi daha iyi kavrayacaksınız. Bir kazma daha vurabilecek gücünüz varken  bundan kendi kendinizi vazgeçirmeyin. Hedeflerinize ne zaman ulaşacağınızı bilemezsiniz. O yüzden alana kadar asla pes etmeyin.
    Yola tek başınıza çıkmaktansa yanınızda biri olsun, güvenebileceğiniz. Çünkü siz tam düşerken elinizde tutup sizi kaldırır. Sizi ileriye doğru iter.
    Hayalleriniz, hedefleriniz size bir adım kadar yakın...

31 Ocak 2013 Perşembe

Satışta ve Başarıda Lider Olun

     Bugün sizlere satış işinde olanlar parmak kaldırsın dersem ilk etapta sadece bir kısmınız parmanığınızı kaldırır. Tekrar "Gerçekten satış işinde olanlar" diye sorsam hepinizin parmak kaldıracağından eminim. Çünkü hepiniz satış işinin bir parçasısınız. Zaten satış olmasa dünyada hiçbir şekilde para akışı olmazdı. Kimi kitap satar, kimi sigorta poliçesi, bazısı araba satar bazıları da ekmek. Bu böyle uzayıp gider. Ama mutlaka para kazanmak için birileri birşeyler satar. Bazısı bu işte yeteneklidir, bazısı müşteriyi ikna etmeye çalışırken onu sıkmaktan başka birşey yapamaz. Satış işinde başarılı olmak, kârınızı 1000 e katlamak için bunu başarabilmiş uzmanlardan yardım almanız gerekir. Bugün sizlerle satış konusunda bir uzman olan Brian Tracy'nin Satışta ve Başarıda Lider Olun kitabından alıntılar paylaşacağım. Fakat bu tam olarak yetmez. Kitabı mutlaka alıp okumanızı tavsiye ederim. Bir gün içinde kitaptan öğrendiklerinizin size geri dönüş sağlayacağından eminim.
     Tracy kitabına şöyle başlamış:
     Zor pazarlarda daha çok, daha hızlı, daha kolay satış yapmanın ve başarılı olmanın 20 yolu
1) MÜKEMMELİYETÇİLİKTEN ÖDÜNÇ VERMEYİN
"Ne olursa olsun, elinizden gelenin en iyisin yapmayı hayatınızın kanunu haline getirin. Herşeye kişiliğinizin mührünü vurun. Üstün kalite sizin nişaneniz olsun."
Orison Swett Marden
2)BAŞARISIZ OLMANIZ İMKANSIZMIŞ GİBİ DAVRANIN
"Cesaret, korkuya direnç gösterme, ona boyun eğdirmedir-korkunun yokluğu değil." 
Mark Twain
3)SATIŞA TÜM YÜREĞİNİZİ KOYUN
"Hiçbir dilek yoktur ki kişiye onu gerçekleştirme gücü verilmiş olmasın."
Richard Bach
4)KENDİNİZİ GERÇEK BİR PROFESYONEL YERİNE KOYUN
"İnsan kişiliğinin ve insan davranışının anahtarı, öz imgedir. Öz imgeyi değiştirin, kişiliği ve davranışı da değiştirmiş olursunuz."
Maxwell Maltz
5) GÖRÜŞMELERE KUSURSUZ BİR BİÇİMDE HAZIRLANIN
"Araştırmaya düşünmeye ve planlamaya hergün vakit ayırsaydınız, kaderinizi değiştirecek  gücü de geliştirip kullanabilirdiniz."
W. Clement Stone
6) ÖĞRENMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN
"Her türlü hedefe ulaşabilmek için ihtiyaç duyduğunuz her türlü bilgi öğrenebilir, bunun bir sınırı yoktur."
Brian Tracy
7)SONUÇLARLA İLGİLİ TÜM SORUMLULUKLARI ÜSTLENİN
"Kendinize başklarının sizden beklediğinden daha yüksek sorumluluklar koyun ve buna karşı sorumluluk hissedin. Asla kendinizi mazur görmeyin."
Henry Ward Beecher
8)TEMEL KONULARDA MÜKEMMELLEŞİN
"Dışarıdaki şartlar ne olursa olsun, insan hayatının niteliği, herşeyden fazla kişinin mükemmel olma kararlılığıyla belirlenir."
Vince Lombardi
9)UZUN VADELİ İLİŞKİLER KURUN
"Hayatınızdakİ, mutluluk ve başarının  %85'i başkalarıyla kurduğunuz ilişkinin niteliği tarafından belirlenir."
Brian Tracy
10) FİNANSAL GELİŞİM UZMANI OLUN
"Bir tek fikir - şimşek hızıyla çakan bir fikir - bile  milyon dolarlar değerinde olabilir.
Robert Collier
11) HER MÜŞTERİDE EĞİTİCİ SATIŞ YÖNTEMİNİ KULLANIN
"Doğa şakadan anlamaz. O daima samimi , daima ciddi, daima haşin ve daima haklıdır. Hata ve kabahatlerse sadece insana aittir."
Goethe
12)HER MÜŞTERİ ADAYI İÇİN KENDİNİZİ MEGA-İNANILIR KILIN
"Bilgelik kitabının ilk bölümü dürüstlük üzerinedir."
Thomas  Jefferson
13)İTİRAZLARI ETKİNLİKLE ÇÖZÜMLEYİN
"Her türlü direnci kıran ve tüm engelleri aşmanın yolu, sürekli ve kararlı çaba göstermektir."
Cloude Bristol
14)FİYATLARI PROFESYONELCE ELE ALIN
"Endüstriyel dünyada büyük işler başaranlar, fikirlerinin para üretme gücüne inanırlar."
Charles Fillmore
15)SATIŞI NASIL KOTARACAĞINIZI (BAŞARACAĞINIZI) BİLİN
"Bizim asıl işimiz, uzakta belirsizce yatanı değil, elimizde açıkça bulunanı yapmaktır."
Thomas Carlyle
16)BİR DAKİKAYI BİLE BOŞA HARCAMAYIN
"Hedeflerinizde öncelikler belirleyin. Başarılı bir hayatın özü, öncelikli şeyleri ön sıralara koyma yeteneğindedir. Gerçektende büyük hedefleri başaramamanın asıl nedeni, ilk sıraya konan ikincil şeylerle vakit geçirmektir."
Robert J. Mckain
17)HER ŞEYE 80/20 KURALININ UYGULAYIN
"Hiçbir şey, enerjinizi sınırlandırılmış bir hedefler dizisine yoğunlaştırmaktan daha çok hayatınıza güç katamaz."
Nido Qubein
18)SATIŞ HUNİNİZİ DOLU TUTUN.
"İnsanoğlunda mevcut olan güç, doğanın yeni güçlerindendir. Ve kendisinden başka hiç kimse onunla ne yapılacağını bilemez. Ne var ki, insanın kendisi de deneyene kadar bu gücün ne olduğunu bilemez."
Ralph Waldo Emerson
19)GELİR VE SATIŞ HEDEFLERİNİZİ NET OLARAK BELİRLEYİN
"Kazanmak için kişinin sahip olması gereken önemli bir nitelik var, o da amacın kesinliği, ne istediğinin bilgisi ve ona sahip olma konusundaki dayanılmaz bir arzu."
Napoleon Hill
20)BÖLGENİZİ USTALIKLA İDARE EDİN
"Hedeflerimiz ancak heyecanla inandığımız ve heyecanla hayatta geçirdiğimiz bir plan aracılığıyla gerçekleşebilir. Başarıya giden tek yol budur." 
Stephan A. Brennen









25 Ocak 2013 Cuma

Üşengeçlik Üzerine

     İnsan çoğu zaman üşengeçlikten kaybediyor. Sonra yaparım, birazdan yaparım diye diye geçiştiriyor yapması gerekenleri..
     Hiç unutmuyorum bundan 3-4 yıl önce lisedeyken, emekli bir öğretmen geldi sınıfımıza bizi ziyarete. Yaşı 70'lerdeydi yanılmıyorsam. Bizimle tanıştı, konuştu, şakalaştı ve tabi ki öğütler verdi. Tahminlerinizin aksine boş konuşmuyordu hiç. Öğütlerinden en can alıcısıysa şuydu: Ben huzurevinde kalıyorum, kendi karşılayabildiğim ihtiyaçlarımı kimseden yardım istemeden gerçekleştiriyorum. Ve bu ihtiyaçlarımı gerçekleştirirken üşenmiyorum. Yaşlıyım fakat bu bir engel değil. Su içiyorsam bardağı götürüp yerine bırakıyorum. Bir şey yiyorsam çöpünü kalkıp anında çöpe atıyorum. Çiçeklerimi vaktinde suluyorum. Bunları yaparken sonra yaparım demiyorum. Ben bu yaşta bunları yaparken siz gencecik zamanlarınızda neden üşenesiniz ki?
     Bugünün işini yarına bırakırsanız, yarının işini de diğer güne bırakırsınız. Ve bu böyle uzaarr gider. Eveeet.. Ben bu öğütleri hiç unutmadım, unutmayacağım da. Hatta elimden geldiği sürece yayacağım çevreme. Keşke yapsaydım dememek için vakti geldiğinde sonra yaparım demeyin. Keşkelerin dönüşü yoktur ve pişmanlıklar doğurur.
     Bir de şu açıdan düşünün; sizin hoşunuza gidecek birşey olsa koşa koşa yaparsınız. Çünkü arzularınızı tatmin etmeniz gerekecek. Fakat unutulan şudur ki; ruh tatmin olmazsa geriye kalan herşey zaman kaybıdır.
Asla üşenme, ben bu yazıyı yazmak için uykumdan fedakarlık edebiliyorsam, sende küçük fedakarlıklar da bulunabilirsin. Şimdi kalk ve mutfağa gidip o suyu iç, ailenle vakit geçirip ne kadar sevdiğini söyle. En önemlisi ise aynanın karşısına geçip kendinden özür dile!



22 Ocak 2013 Salı

Başlayın!

     Olumsuzluklar her zaman her insanın karşısına çıkar. Zengin-Fakir, Şanslı-Şanssız hiç kimseyi ayırt etmez. Karşımıza çıkan bu olumsuz durumları nasıl karşılarız, nasıl karşılamalıyız?
     Hepimiz her şeyin farkındayız. He rşey güzel olmalı, olumlu yaklaşılmalı vs. Fakat sorun anında, ruhsal ve fiziksel kontrolü sağlayamayıp güneşin önüne kara bulutları toplarız. Peki bu gerekli kontrolü nasıl sağlarız?              Aslında bu sorunun cevabı çok net, çözüm sizsiniz..
     Sayfalarca yazı yazsak, saatlerce konuşsak siz istemedikten sonra ne anlamı var ki?
     Biz sadece kibritiz, siz patlamak istemedikten sonra yaktığımız fitilin duman çıkarmaktan başka bir işlevi olmaz. Kendinize güvenin, bir şeyleri deneyin, başarmanız önemli değil sadece isteyerek deneyin. Ne kaybedersiniz ki?
Zaten şuan hiçbir şey yapmayarak zaman kaybediyorsunuz, daha fazla ne kaybedersiniz?
     Haydi! Gökten başınıza elma düşmesini beklemeyin, başlayın..



Baba Parası Ltd. Şti.

    Hiç kimse babasının parasıyla kimseye övünmesin. Onu siz kazanmadınız. Onu biriktirmek için ter sizin alnınızdan akmadı. Soyunuz Karun kadar zengin olsun. Orada burada babanızın  altınıza çektiği BMW ile hava basmayın. Kendi ortamlarınızda bu çok havalı bir durum olabilir. İnsanlarınızın takdirini kazanabilirsiniz. Ama bana göre girişimci çevrede bu çok ayıplanacak bir durumdur. Bizler kendi kazandığımız milyarlarla övünen insanlarız. Çünkü emek sarf ediyoruz. Bir şeyler için çabalıyoruz. Babanızın sizi torpille yerleştirdiği şirketlerden uzak durun. Gün gelir evlat babaya bile yük olmaya başlar. Yarın öbür gün iflas etmeyeceğinizin garantisi yoktur. O yüzden size günün öğüdü: kendi paranızı kendiniz kazanın. Hayatınızı garantiye alın arkadaşlar. Bu sizin hayatınız boyunca yapacağınız en iyi yatırımdır. Büyüklerinizin yaptığı işi beğenmeyebilirsiniz. Sevmeyeceğiniz bir işi yapmaktansa , eğer ayakkabı boyacılığını seviyorsanız onu yapın. Bugün büyük holdinglerin hepsi çok ufak fikirlerden doğmuştur. Boyacılığa gönül verdiyseniz DYO' yu kurarsınız. Ev döşemeyi seviyorsanız IKEA'yı kurarsınız. Bugün Burj Dubai var. Ama 10 sene önce orası uçsuz bucaksız bir çöldü, şimdi ise ekonominin kalbi. Yeter ki vizyonunuz büyük olsun. Altından kalkamayacağınız bir iş yoktur...

20 Ocak 2013 Pazar

HAYDİ KOŞ!

     Günün nasıl geçiyor? Kaç saat uyuyorsun, ne kadar saati sadece nefes alarak geçiriyorsun? Sosyal ağlarda harcadığın zamanı, başka ne için harcıyorsun? Kısacası kendin için ne yapıyorsun? ..
     Arada sırada aynaya bakarak hatırladığın yüzünü görmekten sıkıldın değil mi? Off !  Herşey, herkes aynı dediğin zamanların üstünden çok geçti mi, yoksa henüz başında mısın? Dostum ! Şimdi bu karmaşıklığı kenara bırak ve algı organlarını tam kapasite çalıştır!
     İnsanoğlu evvelden beri senin gibi monoton düşünce ve davranışlarda kaybolup gidiyor. Neden? Bu soruyu kendine soran kaç kişi tanıyorsun? Bu arada şuan gidip bir elini yüzünü yıkasan iyi olur, çünkü fark etmesende uyanıyorsun!
     Hayat akıp gitmek için seni beklemiyor. Hiç bozulmayan bir makine gibi çalışıyor, tabi ki yakıtı da zaman. Şunu da bilmelisin ki senin zamanın biter ama onun asla!
     Neden hala bir şeyler yapmadan duruyorsun? İçinden mi gelmiyor? Peki, seni ne tetikler? Düşüüünn.. Elbette  bir şey var seni canlandıracak! Bunu kendinden saklama..
     Dini, Siyasi. Bilimsel, Magazin herşeyi bir kenara koy!
Kimsenin kölesi olma ve kimseyi de kölen yapma. Bir şey bul kendine seni motive edecek. Defalarca dene, yanıl! Tekrar tekrar yap bunu, hiç birşey kaybetmezsin, hatta kazanacağın şey için sonrasında kendine teşekkür edebilirsin.
     Herşeyden önce kendine güven!
Yapabilirim de, yere düş tekrar kalk ayağa. Yanlışı görmeden doğruyu, zoru yaşamadan kolayı başka nasıl elde edebilirsin ki?
SANA TAVSİYEM KOCA BİR ÇIĞLIK AT VE AYNADA SANA GÜLÜMSEYEN KİŞİNİN GÖZLERİNİN İÇİNE BAK. YOLUN ORASI HAYDİ KOŞ!

Bu yazıyı benimle paylaşan arkadaşım Çağlar Suat Tursun'a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Blogumuzun hayatı sürece kendisinin fikirlerine ihtiyacımız hep olacaktır.
caglar.tursun@hotmail.com 
https://www.facebook.com/caglar.tursun?fref=ts
linklerinden kendisine ulaşabilirsiniz

Rüyanızda Görürsünüz

     Neden uyuduğunuzu biliyorum. Çünkü sadece uyurken rüya görebiliyorsunuz. Düşünerek yatıyorsunuz ve neyi düşünüyorsanız onu rüyanızda görüyorsunuz. Sevdiğiniz kız, platonik aşkınız, o çocuk ya da terfiye ettiğinizi düşünürsünüz, maaşınıza zam aldığınızı, altınıza bir Jaguar çektiğinizi, üniversiteden mezun olduğunuzu, bir yat aldığınızı ya da zengin olduğunuzu, tatil için Maldivler'e gittiğinizi düşünürsünüz. Sonra uyur ve bunları rüyanızda görürsünüz. Sabah 7'de uyanırsınız, rüya olduğunu anlayınca uykunuz dağılmadan tekrar uykuya dalarsınız, rüyanın devamını görebilmek için. Ve böylece saatlerce uyursunuz. Ama böyle devam ederseniz anca rüyanızda görürsünüz.
     Hayatta kimler kazanır kimler hedefine ulaşır, kesin bir yargım yok, sadece tahmin edebiliyorum ama; kimler kazanamaz kimler hedefine ulaşamaz, onu çok iyi biliyorum. Evinden hiç çıkmayan, uyanmayan, yatağından kalkmayan, karamsarlık ceketini çıkarıp cesaret ceketini giymeyen, heyecan takılarını takmayan başaramaz.
     Kendini ziyan etme. Henüz çok gençsin. Neden yaşlı bir moruk gibi davranıyorsun? İçindeki ruhu göster, bize genç olduğunu kanıtla. Dışarı çık dostum, sokakta hayat var. Gülmek somurtmaktan çok daha kolay. Somurtmak için tükettiğin enerji var ya, o enerjinin canı cehenneme gitsin. Güldükçe etrafında toplanacak pozitif insanlar sana hayat enerjisi bağışlayacak. Kendine bir sebep bulacaksın. Daha refah yaşamayı hak ettiğinin farkına varacak ve harekete geçeceksin. 
     Ve artık rüyanda görmek için yattığın o uykular var ya, yok olacaklar. Uyuyamayacaksın, yatak bir diken olup sırtına batmaya başlayacak. Neden biliyor musun? Çünkü; 

 HAYALLER UYUTMAZ!

18 Ocak 2013 Cuma

Yol Haritanızı Çizin

  GÜNÜN ÖĞÜDÜ: BİR KAĞIT ALIN,  BASİTÇE BİR HARİTA ÇİZİN VE İÇİNE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ ÜLKELERİ YERLEŞTİRİN. BUNU HER GÜN GÖREBİLECEĞİNİZ BİR YERE ASIN VE HER SABAH ONUNLA KENDİNİZİ MOTİVE EDİN!!!

  Daha önce bir dünya haritasını önünüze alıp hayal ettiğiniz oldu mu? Ömrünüz boyunca kaç ülkeye gidebileceğinizi hiç düşündünüz mü? Her sene en az 2 ülkeye seyehat etseniz bu 20 yılda 40 ülke yapar. Hiçte yadsınacak bir rakam değil bana sorarsanız.
     Ama meşguliyetleriniz var. Para çok rahat biriktirilebiliyor ama meşguliyetleriniz yakanızı bırakmıyor. Ah onlar olmasaydı siz neler yapardınız neler, dünyanın tozunu attıracak adamdınız yakanızı bir bıraksalar. Okulunuz, işiniz, patronunuz, aileniz hep size zincir vuruyorlar.
     Herşeyin farkındasınız, herşeyi biliyorsunuz da neden zincirlerinizi kıramıyorsunuz. Korkunuz işsiz kalmak mı, okuldan atılmak mı, ailenizden dışlanmak mı. Onları nasıl susturursunuz biliyor musunuz? PARA! Ailenizi refah yaşatacak paranız varsa, okulunuza yüklü bağışlar yapabiliyorsanız, geliriniz patronunuzunkinden fazlaysa, onlardan zerre kadar korkmadan dünyayı dolaşmaya başlayabilirsiniz. Ve iyi haber, bunları yapabilecek kadar zengin olmak artık senelerce çalışmayı gerektirmiyor. Düzen değişti. İşin sırrı kendi patronunuz olmakta yatıyor.
     Kendi işinizi kurun, sabredin, yılmayın, 3-5 sene çok çalışın. hatta gece gündüz uyumayın. Sonra sefasını sürmeye başlayacaksınız. Yoluna başınızı koyduğunuz, aşık olduğunuz, yapmaktan zevk aldığınız iş ne olursa olsun, eğer onun yolunda yürümeye kararlıysanız, sizi hiçbir şey yıldıramaz ve kesin sonuçlu bir zafer elde edersiniz.
     Çok gezen de değil, çok okuyan da değil; hem çok gezip hem çok okuyan hem de çok yazan bilir. Artık üçünü birden yapabilecek kapasiteye geldiğinizi düşünüyorsanız siz de çok biliyorsunuz demektir. Şimdi bu bildiklerinizle kendi işinizi kurma zamanıdır.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Girişimciliğin 3G si

     Günümüz girişimcilerini incelediğimizde karşımıza çıkan bilanço şöyle: Girişimcilerin %60 gibi çok büyük bir dilimini 18-26 yaş arası gençler oluşturuyor. İyi ama nasıl oluyor da böylesine genç ve tecrübesiz gençler başarılı birer iş adamı oluyor ve milyarlar kazanıyorlar.
     Bugüne kadar yerli ve yabancı pek çok başarılı girişimcinin hayatlarını araştırdık. Gördük ki onlar başkalarının kurallarına bağlı kalmamak için kendi kurallarını oluşturdular ve insanları kendi kuralları ile oyuna davet ettiler. Çünkü kendi oluşturdukları kuralların milyonlar kazandırdığını ispat ettiler. 
     Çok iyi bir girişimci olmanız için bunu istemeniz ya da sadece hayal etmeniz yetmez. Oturduğunuz yerden birşeyleri değiştiremezsiniz. Başkalarının sizin üzerinize koyduğu yasaklardan ya da kurallardan kurtulmak istiyorsanız kendi kurallarınızı koymanız gerekecektir.
     Size bugün 3G den bahsedeceğim. Nedir bu 3G? Alışılmışın dışında telefonunuzun ekranında gördüğünüz o sembolden bambaşka birşey anlatacağım.
    
 -Gözlem
-Gelişim
-Girişim

     Bu; girişimciliğin 3 boyutlu gelişim serüvenidir. Bu; iyi bir girişimci olmak istiyorsanız size 3 tavsiyemdir.
 
1.Aşama: Gözlem
     Siz ister piyasa diyin ister pazar, farketmez, ben pazar diyorum. Pazarı çok iyi takip etmelisiniz. Peki hangi pazarı, Cuma Pazarı'nı mı? Onu bende bilmiyorum. Aslolan hangi pazar gurubuna dahil olmak istiyorsanız onu çok sıkı gözlemleyin.
     Gireceğiniz pazar ile ilgili yapacağınız gözlemler sizi kendiliğinden 2. aşamaya yani gelişime itecektir.
   
2.Aşama: Gelişim
     Siz gözlem yaparken fark edeceksiniz ki bir defter dolusu bilgiyi yutmuşsunuz. Sıra on defter dolusu bilgiyi yutmaya geldi.
     Gelişim aşaması, adından da anlaşılabileceği gibi kendinizi geliştirmekle ilgilidir. Gördüğünüz herşeyi okuyun, her platform da fikirlerinizi paylaşın. Olumsuz yorumlardan kurtulmak için tüm olumsuz yorumları okuyun. Tüm bu olumsuzluklardan bir olumlu yorum oluşturacağınızı kendiniz göreceksiniz. Karanlık bir odadan çıkmak için yapmanız gereken tek şey ufacık bir ışık bulmaktır, o ışığı bulmak içinde odanın her köşesini ince ince ararsınız. İşte durumunuz tam da bununla aynıdır. Sektör ile ilgili tüm olumsuz şeyleri okumadan o  aradığınız ufacık ışığı bulamazsınız. Bu zamanla sizi teknikte profesyonel yapacaktır.
     Gelelim sizi pratikte profesyonel yapacak 3. aşamaya...
  
 3.Aşama: Girişim
     Gözlem yaptınız, kendinizi geliştirdiniz. Kafanızda yapacağınız iş ile ilgili projeyi hazırladınız, yazdınız. Şirketiniz artık kağıt üstünde hazır halde. Girişimcilik hamleniz için herşey emrinize amade. Ama son hamlenizi yapmadan önce çok önemli belki de en önemlisi birşey var. Daha önce sizinle aynı işi yapmış , başarmış ya da başarılı olamamış projeleri inceleyin. Siz onlardan farklı olarak ne yapacaksınız tespit edin. Başarısız olanların neyde hata yaptıklarını bulun, bulun ki bunlar sizin projenizi tepeye taşısın.


    3G NİZDE BAŞARILAR DİLERİM!

9 Ocak 2013 Çarşamba

Ne Kadar İyi Olduğunuzu Gösterin

    Bir film izlersiniz ya da kitap okursunuz ya da herhangi birşey işte... Ama başlangıçta habersizsinizdir. Onun hayatınızı değiştireceğinden, düşerseniz canınız acırken aklınıza onun geleceğinden ve bir öncekinden daha hırslı ayağa kalkacağınızdan... Habersizsinizdir çünkü henüz ne kadar etkileneceğinizi bilemezsiniz. Çünkü hala rüyadasınızdır sizi uyandıracak birşeye ihtiyacınız vardır. Siz buna ilham dersiniz, bir yerde öylece oturup ilham perilerinizin gelmesini beklersiniz. Evet bu yaptığınız size göre masum birşey. Çünkü o pasifçe beklediğiniz an henüz hiç hata yapmamış, yere çakılmamış ve günahsızsınızdır. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmamış olmanın verdiği huzurla yatağınızda saatlerce vakit geçirirsiniz çünkü siz hala dünyanın bir ucunda sizi bekleyen kitabı okumadınız, henüz sizi harekete geçirecek o kısa filmi seyretmediniz, henüz elini sırtınıza koyup sizi ileriye itecek insanla tanışmadınız onunla hiç konuşmadınız. Evet siz hala uykudasınız evet siz hala yatağınızdan çıkmadınız evet siz hala inatla ve pişkinlikle ve utanmadan oturduğunuz yerde keyif çatıyor yemekten sonra göbeğinize vuruyor tam bir ahmak gibi davranıyorsunuz.
    Çok iyi anlatıyorum içinde bulunduğunuz durumu çünkü acı bir gerçek ki bunu bende yaptım. Fakat anlatmaktan utanmıyorum çünkü uyandım, çünkü yataktan çıktım, çünkü o kısa filmi seyrettim, o kitabı okudum, o insanla tanıştım... Artık kendimi işe yaramaz hissetmiyorum, kendime güveniyorum. Hata yaptım ve dersimi aldım, yere çakıldım ve eskisinden daha hırslı ayağa kalktım. Cesaretlendim ve tekrar tekrar tekrar denemekten hiç korkmadım. Şimdi artık öyle çok insanın sırtında elim var ki, onları ileri itmekten, uyandırmaktan, yataklarından kaldırmaktan öyle mutluyum ki...
   Artık neden sende gözünü açmıyorsun. O kısa filmi ayağına getirdim işte. Bunu sadece izleme bunu yap ! Seni motive edecek bir filmi günde 5 kere izlemekle birşey kazanamazsın. Yapman gereken tek şey seni motive eden herşeyin seni ayağa dikmesine de izin vermektir.

Şimdi uyan ve bize ne kadar iyi olduğunu göster!

5 Ocak 2013 Cumartesi

"Sen yapamazsın"lara aldırış etmeyin

   İnsanlar ne kadar da çok kullanıyorlar bu kelimeyi. " yapamayacaksın, hiç umudum yok yapabileceğine dair" önceden bu kelimeleri duyduğumda onların negatif enerjileri banada geçer, umutsuzluğa kapılırdım. Yapmak istediğim şeyi öylece bırakıp onların beni yenmesine müsaade ederdim. Bu aslında nasılda asalakça bir durum. Böyle insanların beyinlerini açarsanız içinin örümcek ağı dolu olduğu küflendiğini,  berbat koltuğunu göreceksiniz. Çünkü kafataslarının içindeki o merkez organı kullanmayalı o kadar çok zaman olmuştur ki.  Onlar dogmalarından hiç şaşmazlar, düşünceleri doğrultusunda değil alışkanlıkları doğrultusunda ilerlerler. Onlara zor birşeyi başarmaktan bahsedersen yapamayacaklarını ve bunu sizinde başaramayacağınızı söylerler.  
   Şimdilerde ise biri bana birşeyi yapamayacığmı söylediğinde onu öldürülecek kadar sinirleniyorum ama öldüremeyeceğim için içimdeki o enerjiyi hedefe aktarıyorum.  Sonuç olarak başardığımda dünyada onların asla sahip olamayacağı bir zevke sahip oluyorum. Başarının getirdiği mutluluğu onların gözüne soka soka yaşıyorum. Siz siz olun, yapamayacaksın diyenlere boyun eğmeyin inadına yapın ve başarın. Ne kadar iyi olduğunuzu kanıtlayın ve sizden korkmalarını sağlayın. İkinci aşamada size saygı duymaya başlayacaklardır.

Hayallerinizi Besleyin


   Bazı insanlar tanıyorum;  öyle sabah kalkar giyinir evden çıkar gezer tozar eğlenir. Sen onları uzaktan gördüğünde hoşuna gider, “ne hayat yaşıyor ama, amma afili çocuk,  oh hiç derdi yok, bak sen şu teomana nasıl da rahat takılıyor.” dersin. Ama tüm bunları uzaktan görürken söylersin. Bir yaklaşırsan ibretlik hayatlarından öyle dersler çıkartırsın ki…
   Bu insanları tanımlarken en basite indirgemek gerekirse “hedeften yoksun insanlar” deriz. İçinde bulundukları geminin bir yelkeni bile yoktur, dalga nereye götürüyorsa oraya giderler. Bugün dalga onları çok güzel bir adaya sürüklemiş olabilir ama yarın bir fırtınada alabora olacakları da kesindir.
   Hadi gelin şimdi hedefi olmayan bu insanları 5 özellikte inceleyelim:
1.       Vizyon sahibi değildirler ; geleceğe dair amaçları yoktur, boş yaşarlar ve boş ölmeye mahkumdurlar.
2.       Umutsuzdurlar ; vizyonları olmadığı için gelecekteki hayallerini yapabilecekleri konusunda umutları yoktur, umutları olmadığı için harekete geçmezler. Durdukları yerden bir adım öteye gidemezler.
3.       Mutsuzdurlar ; umutları olmadığı, herhangi bir hayale gönül bağlayamadıkları için hep bir şeylerin eksikliğini hissederler içlerinde, bu yüzden mutsuz olurlar
4.       İradeleri yoktur ; Hiçbir şey için çabalamadıklarından güçleri yoktur, irade sahibi olamazlar
5.       Sahtekârlardır ; çevredeki hedef sahibi insanların çabalarını ve gelirlerini kıskandıklarından onlar gibi davranırlar ama asla onlar gibi olamazlar.
   Gelelim hedef sahibi olan insanlara. Hedef sahibi derken sadece hedefi olan değil onları gerçekleştirmek için harekete geçenlere. Bu ikinci örnek gurubumuz ise adından da anlaşılabileceği gibi topluma örnek kişilerdir. Hiçbir başarı öylece oturan insanların ağzına pişmiş armut şeklinde düşmez. Başarının yolu çalışmak, sabretmek, azmetmek, düştükçe ayağa kalkmak, sürekli denemekten geçer. Vazgeçmeyen insanlar elbette karşılığını alacaktır. Öyle adil bir Yaradanımız var ki bu dünyada sarf edilen hiçbir helal emeği karşılıksız bırakmaz. Sabancının nasıl böyle zengin olduğunu, nasıl başladığını biliyor musunuz? Kurtuluş Savaşı’ndan sonra TBMM’nin çatı tamiri ihalesini almakla başladı. Ne kadar basit bir iş düşünürseniz. Ama bugün Sabancı’nın mal varlığını hayal edebiliyor musunuz? Ben edemiyorum, etmeye de gerek yok zaten, belki bu yazıyı okuyanlardan birkaç insan 10 yıl sonra Türkiye’nin genç milyonerlerinden biri olacak, yalnızca bu yola baş koyduğunda nasıl azimli olduğunu tahmin edebiliyorum Sabancı’nın. Çünkü başarıyı deliler gibi arzulamanın nasıl bir his olduğunu sizin gibi bende biliyorum ki o zamanlar Sabancı da biliyordu. Zaten bu şekilde  hayalleri gerçek oldu. Tüm mesele gerçekten tüm kalbinle istemekte yatıyor.
   Bir hedefiniz var ama harekete geçemiyor musunuz, hayalleriniz var ama ulaşamayacak kadar uzak mı geliyor? O zaman bir konuda eksiksiniz demektir. Eksik olduğunuz konuyu size fark ettirebilirim.
   Eksik olan arzularınız arkadaşlar, tek yapmanız gereken HAYALLERİNİZİ HERGÜN BESLEMEK! Onu düşünüyorsunuz ama ertesi gün aklınıza gelmiyor, çünkü gündelik işlere kapılıyorsunuz.
   O yüzden yarın gidip hemen kendinize büyükçe bir mantar pano alın. Yatak odanıza asın tam da yatağınızın karşısındaki duvara. Her uyanışınızda ilk o panoyu görecek şekilde. Sonra o panoya hayallerinizi yapıştırın. İstediğiniz bir BMW mi, kesin istediğiniz BMW nin resmini yapıştırın. Yeni bir Iphone mi yapıştırın resmi. Ya da ilerde bir kitap mı yazmak istiyorsunuz, kitabınız için hayalinizdeki kapağı tasarlayın ve asın panonuza. Bunları her sabah kalkıp görün, öğlen gidin panonuzun karşısında oturun 10, 15 dakika hayalini kurun. Bunu sadece bir gün değil 10, 20, 50 gün hatta 3 ay 5 ay 10 ay 1 yıl sürekli tekrar edin. Böylece hayallerinizi beslemiş olacaksınız ki bilinç altınız siz farkında olmadan sizi buna koşullandırmış olacak. Sonunda o hayalinizi gerçekleştirmek için gecenizi gündüzünüze katıp emek sarf etmeye başlayacaksınız. O zaman hayalleriniz hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşecek ve size garanti veriyorum  %100 başaracaksınız.
   Unutmayın her şey gerçekten istemekte yatıyor, gerçekten istemek için HAYALLERİNİZİ BESLEYİN.

Milyoner Olmadan Para Konuşmayın

   Dün arkadaşlarım "kim milyoner olmak ister" de bir soru tartışırken önemli birşey farkettim. Soru şöyleydi: "Euro da en yüksek hangi banknot vardır?" Şıklar  100 200 500 ve  1000. Bir arkadaşım kendinden o kadar emin bir şekilde 1000 dedi bizi de buna inandırdı. Bir ara gitti ve sonra tekrar gelip bize aynı soruyu dolar için sorsalardı kaç derdiniz peki diye sordu. Bizde yine 1000 olur heralde diyip dalga geçtik. Bağırarak sesimizi bastırmaya başladı, kızdı, sinirlendi, "1000 falan değil." dedi.
   Tüm bunlar olurken sessizce bir köşede oturuyordum ve neyi farkettim biliyor musunuz; sorsanız cebinde 5 kuruş olmayan adamlar para mevzu açıldımı milyoner oluveriyorlar. Bu adamın 1000 euroluk banknotu nerde gördüğünü hiç bilmiyorum ama en yüksek euro banknotunun 500 lük olduğunu çok iyi biliyorum. Siz siz olun para konularında öyle boş konuşmak yerine milyoner olun arkadaşlar. Daha çok saygı göreceğinizden eminim    :)

4 Ocak 2013 Cuma

İş Aşkı


   Bugün şimdiye kadar duyduklarınız dışında bir iş duyduysanız ve duyduklarınız sizi gece uyutmadıysa… İşte o iş sizin aşık olduğunuz iştir.
   Karşı cafede oturan çocuğu ya da kızı ilk gördüğünüz anda karnınızda garip bir şeyler oldu. Sanki kelebekler, ağaçlardan çiçeklerden fırlayıp midenize girdiler. Kalbiniz deseniz  ritmini sapıtmış neler olduğunu anlamaya çalışır durumda. Onu görmek ondan bir haber almak için can atıyorsunuz. Ondan bahsedilen ortamlarda bulunmaktan nasılda zevk alıyor, gece 3lere 5lere kadar onunla ilgili hayaller kurmaktan bıkmıyor, usanmıyorsunuz. Eğer bunları istisnasız yaşıyorsanız içinde bulunduğunuz durumu yalnızca ve yanlıca AŞK tanımlar.
   Buraya kadar her şey normal. Normal olmayan kısım dünya üzerindeki insanların %93 ü bu durumu yalnızca ama yalnızca insan aşkına yorarlar. Peki hiç düşündünüz mü aynı şey karşı cins için değil de başka soyut ya da somut bir varlık içinde düşünülebilir mi?
Eğer bu yazıyı okuyorsanız düşündüğünüzden eminim. Hatta yukarıda aşkı anlattığım paragrafı okurken sizin ” bunlar da neymiş ben öyle bir aşk yaşıyorum ki… tarifi mümkün değil” dediğinizi de biliyorum. Çünkü biz aşık olduğu işi yapan insanlarız değil mi.
   Sabah istediğin saatte kalkıyorsun, gidip biraz günaydın koşusu yapıyorsun, dönerken gazeteni ve ekmeğini kolunun altına sıkıştırıyorsun, seni yormayacak bir kahvaltı ediyorsun, keyif çayını alıyor ve gazeteni okumaya başlıyorsun keyifle. Hem de bunu diğer insanlar sabahtan beri çalışmaktan yorulmuş, günlük enerjilerinin yarısını tüketmişken yapıyorsun. Neden? Çünkü dostum, sen kendi işini yapıyorsun, kendinin patronusun! Sonra kalkıp üzerini değişiyor, son model arabana atlıyorsun ve bürona gidiyorsun. Geçiyorsun bilgisayarının başına ve işini yapmaya başlıyorsun keyifle, yardımcında sana kahveni hazırlıyor.  Eğer o gün canın sıkılmışsa gidiyorsun evine ya da eğlenmeye. Hasta mısın, patronundan yalvar yakar izin alman gerekmez, PATRON SENSİN.
   Tatile çıkmak istiyorsun, önce gidip bir bütçe mi hazırlayacaksın… Yoo kendi işinin sahibi bunu yapmaz, sadece duvarında asılı haritanın önüne gider, şimdiye kadar gidip görmediği bir ülke arar haritada kendine. Avustralya’ ya gitmemiş, bakın siz şu işe, nasılda gitmez o şahane yere. Hemen yarın sabaha bir bilet ayırttırır ve yarın olduğunda binlerce kilometre uzakta hayatın keyfini çıkarmaktadır.
   Sana gelince 18 -19 sene okul okudun. 1. Sınıfa başlarken muhteşem hayallerin vardı son model araban olucaktı, triplex bir villa alacaktın, o otobüsle önünden geçerken gördüğün gökdelenlerde bir ofisin bulunacaktı, annenle babana yaşlılıkları için iki daire alacaktın birinde otursunlar birini de kiraya versinler diye dimi, kardeşine beyaz bir Audi... Bunlar için yalan diyebilir misin 12, 13 yaşlarında bunları hayal etmiyor muydun? Şimdi 21 22 yaşlarındasın belki de 27 i çoktan aştın. Üniversiteyi bitirdin ne oldu? Hayallerine ne oldu hey!  Araban Renult olsa da olur diye düşünmeye başladın, triplex villa neyime  2+1 daire de olur dimi. Annenlerde baskınlardı başlarının çaresine, bu devirde kim kardeşine büyük bir kıyak yapıyor ki sen yapmasan da olur, ofise gerek yok bir şirkette iş bulursan ne ala.
   Peki ne oldu? Ne oldu da 8 10 senede senin hayallerin daraldı daraldı küçüldü ufacık oldu bir fındık kabuğunun içine sığabilecek hale geldi. Okul sana bir eğitim katabiliyorsa neden hayallerini küçültüyor. Eğer okul benim hayallerimi satın alıp, bana eğitim sunuyorsa olmaz olsun. Tamam bunu okurken diyorsun ki “Benim elimde artık bildiğim bir şey var, bankacıyım mesela, bu da koluma takabileceğim bir bilezik her yerde iş bulurum.” Bende sana diyorum ki “ bırak koluna bir bilezik takmayı kardeşim eğer istiyorsan benim yolumdan yürü kendi patronun ol, o koluna 200 tane bilezik takalım.”
   Ama siz illaki “Ben 12 sene okurum üniversiteden mezun olurum, bir işe girer en kötü ihtimalle ilk 3 sene asgari ücretle çalışırım. Sonra terfi etmek isterim birkaç senede yüksek lisansla uğraşırım. Patronum evde kahvesini yudumlarken ben deli gibi çalışırım. Birde beni yükseltsin diye ona sevecenlik yaparım. Sonuç olarak aynı işyerinde 10 sene kalabilirsem 4 5 milyar kazanmaya başlarım. 45 50 yıl çalışır emekli olur evimi alırım zaten artık moruklamaya başlamış olurum. Gençliğimi yani en verimli çağımı çalışarak geçirir, yaşlılığımı da torunlarıma enailiğimi anlatarak tamamlar sonrada mutlu mesut evlatlarıma bir dikili ağaç bırakamayarak ölürüm.” Diyorsanız siz bilirsiniz. Bilanço çok kötü görünüyor biliyorum ama arkadaşlar eğer harekete geçip bir girişimcilik hamlesi yapmazsanız olacaklar bundan pekte farklı değil. Ben farkına vardım ve harekete geçtim. Size de uyanmanızı tavsiye ederim. Başarı dileklerim sizlerle.
İletişim: edahizarci@hotmail.com

2 Ocak 2013 Çarşamba

100 Doların Üzerindeki Adamın Başarısının Sırrı

     Boş zamanlarımı değerlendirmek için genelde kütüphaneleri seçerim. 2012 yılının son günü benim için gerçekten boş bir gündü. Öğlen kütüphaneye gittim ve akşama kadar orada kaldım. Orada geçirdim 4-5 saatin hayatım için çok önemli kararlar almamı sağlayacağından habersizdim.
     Girdim ve her zaman yaptığım gibi ilk önce gidip kendime 3-4 kitap seçtim. Masama oturdum ve seçtiğim kitapları incelemeye başladım.
     Genel olarak satış ile ilgili kitaplar seçmiştim. Hepsinin teknik terimlerle olduğunu düşünüyordum. Önsözlerini ve yazarın düşüncelerini okumaya başladım.
     Sıra Frank Bettger' in "Satışta Başarı" kitabına geldiğinde bu kitabın hoşuma gidebileceğini, beni eğitebileceğini düşündüm. Nitekim haklı da çıktım.
     Pekçok kişisel gelişim kitabını solda sıfır bırakan "Satışta Başarı"  2012 de okuduğun en başarılı kitaplardan biriydi. Başka bir yazımda bu kitaba ayrıntılarıyla yer vereceğim.
     Frank Bettger gibi hırslı ve başarılı bir yazar kendine Benjamin Fraklin'i örnek almış. Franklin ise Sokrates'i... Ben buna "örnek nesil döngüsü" diyorum. Eğer kendime Bettger'i örnek alıyorsam onun örnek aldığı Franklinden de alacağım dersler var demektir. Nitekim var da.
     Bugün hayatını gıpta ile incelediğimiz Benjamin Franklin'in herkesin uygulaması gereken planları vardı. İşte Bettger kitabının son sayfasında bu plana değinmiş ve başarılarını buna bağlamış.
     Kazanmak mı istiyorsun, başarının tadı ömür boyu damağından silinmesin mi istiyorsun. Yapabileceğini düşünüyor, zaferi hayal edebiliyor ama harekete geçemiyor musun?

     O zaman kardeşim şimdi bende sana Benjamin Franklin'in başarı sırrını öğreteceğim. Uygulamak için hazır hissetmeyi bekleme. Çünkü tüm acılar tüm talihsiz olaylar hazır olmadığın anda vuracaklar sana. Artık hazır olduğunu bil ve bu 13 erdemi hayatına 13 haftada işle. 13 hafta sonra artık başarıyı parmaklarının ucunda hissedebileceksin. Haydi Allah kolaylık versin!

BENJAMINFRANKLIN' IN BAŞARI SIRRI
FRANKLIN'IN 13 KONUSU
1.Ölçülü olmak- Bunalıncaya kadar yemeyin, sarhoş oluncaya kadar içmeyin
2.Sessizlik- Başkalarına ya da size yararı olmayacak şeyler söylemeyin, boş konuşmalardan kaçının
3.Düzen- Herşey yerli yerinde olsun, işinizin her bölümüne ayrı bir zaman ayırın
4.Kararlılık- Yapmanız gereken şeye karar verin, karar verdiğiniz şeyi yapın
5.Tutumluluk- Başkalarına ve size yararlı olacak şeyler dışında harcama yapmayın, yani hiçbir şeyi boşa harcamayın.
6.Çalışkanlık- Boşa zaman harcamayın, her zaman yararlı bir şeyler yapın; tüm gereksiz işleri bırakın
7.İçtenlik- İnsana zarar veren hileler yapmayın; adaletle düşünün ve konuşmanız gerekirse buna uygun konuşun.
8.Adalet- Zarar verecek ya da göreviniz olan yararlı şeyleri yapmayarak kimseye haksızlık etmeyin.
9.Ilımlılık- Aşırılıklardan kaçının
10.Temizlik- Gövdenizde, elbisenizde ya da yaşadığınız yerde temiz olmamayı kabul etmeyin
11.Sükûnet- Küçük şeyler karşısında ya da kaçınılmaz kazalar karşısında sakin olun.
12. İffet- Zina yapacak şekilde cinsel ilişkiye girmeyin
13.Alçakgönüllülük- Peygamberi ve Sokrates'i taklit edin